Sevgili hemşerilerim,

Bu şehir insanıyla bir markadır. İnsanıyla marka olan bir şehirde insan yetiştirme sorumluluğunu üstlenen bir camianın her kademesinde yıllarca bu sorumluluğu layıkıyla yerine getirmeye çalıştım. Öğretmenlikle başlayan eğitim yolculuğum yıllar içerisinde okul yöneticiliği ile devam etti ve 2018 yılından itibaren de bu camianın yöneticiliği sorumluluğu omuzlarımıza verildi. O günden itibaren daha farklı bir heyecan ve enerjiyle camiamızın her bir ferdi ile; öğretmenlerimiz, okul yöneticilerimiz ve tüm personelimizle birlikte güzel bir uyum ve fikir birlikteliği içinde çok güzel çalışmalara imza attık. Bu şehrin markası olacak insanların henüz çocukluk çağından itibaren hayatlarına dokunma ve onları bu kıymetli şehre, bu cennet vatana en faydalı olacakları şekilde yetiştirme hedefiyle devletimizin tüm imkânlarını en iyi şekilde kullanmaya gayret ettik. Görev süremiz boyunca her okulumuzda her sınıfımızda tek tek ve özel olarak bulunduk. Her bir öğrencimizin gözlerine bakmak ve onların tertemiz dünyalarından payımıza düşeni almak nasip oldu. Onlardan aldığımız kuvvetle onlar için yapacağımız işler için güç bulduk. Tüm öğretmenlerimizle sınıflarda, zümrelerde, toplantılarda, sohbetlerde, etkinliklerde bir arada olmaya gayret ettik. Bu şehrin eğitim sorumluluğunu bir ibadet şuuruyla taşırken onların fikirlerini, önerilerini, taleplerini ve sorunlarını her zaman gündemimizin en üstünde tuttuk.  Şüphesiz kutsal, kıymetli ve bir o kadar da ağır olan bu sorumluluğu taşırken eğitim camiamız kadar eğitime gönül veren her kurumla da yakın mesaimiz ve işbirliklerimiz oldu. Eğitimi gönül derdi etmiş gönüllü sivil toplum kuruluşlarımız ve eğitim için ihtiyaç duyduğumuz her alanda yanımızda olan hayırseverlerimizin destekleriyle şehrimizin eğitim hayatına iz bırakacak çok güzel çalışmalar gerçekleştirme imkânı bulduk. Bu vesileyle isimlerini zikretmek istesem çok uzun bir liste olacak -ki onların isimleri şehrimizin her bir köşesinde bu memlekete kazandırdıkları eserlerde zaten var olduğu gibi bu şehrin vefakâr insanlarının gönüllerinde de bir daha silinmemek üzere altın harflerle yazılıdır-  bu kıymetli insanların her birine gönülden şükranlarımı sunuyorum.

Söz konusu insan olunca hele de insanın eğitimi olunca yapılacakların bir sınırı olmadığı gibi söyleneceklerin de bir sonu olmuyor. "Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen / Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen" denilerek kainatın özü, yaratılmışların gözbebeği olmak vasfı kendisine yakıştırılan insanın eğitimi ile hem hal olmak, böyle bir vazife ile şerefyab olmak benim nazarımda makamların en yükseğidir. Bu şerefe kendi memleketimde erişmiş olmak ise ömrümün sonuna kadar taşıyacağım bir gurur kaynağı ve çocuklarıma bırakacağım en güzel mirastır.  Sürdürdüğümüz görevlerin de tıpkı hayatın her alanında olduğu gibi bir başlangıcı ve sonu var. Sona eren resmi görevlerimiz olsa da vazife şuurumuz ve hizmet etme aşkımız her zaman baki ve diridir.

Bu duygu ve düşüncelerle görev süremiz boyunca birlikte teşrik-i mesaide bulunduğumuz sayın bakanlarımıza, sayın milletvekillerimize, sayın valilerimize, sayın belediye başkanlarımıza, Bakanlığımızın genel müdürlerine ve tüm il müdürlerimize hürmetlerimi arz ediyorum.

Bu her anı kıymetli görevin sorumluluğunu birlikte paylaştığımız kıymetli okul ve kurum müdürlerimize, öğretmenlerimize, il müdürlüğündeki yakın çalışma arkadaşlarım olan müdür yardımcıları ve şube müdürlerimize, müdürlük personelimize, velilerimize teşekkür ediyor, gözümüzün aydınlığı, yarınlarımızın umudu olan öğrencilerimizi gözlerinden öpüyorum.